Daha geçimli, sağlıklı, huzurlu olacaksınız
- Ayrıntılar
- Kategori: Kadın ve Hukuk
"Geçimsizlikler, boşanmalar, davalar, cinayetler artıyor. Çok vahim bir mesele. Erkeklere iki çift lâf edelim:
Ey amcalar! Eşleriniz sizin "kulunuz, köleniz, cariyeniz" değildir!
Aynı zamanda;
- Aşçınız değildir,
- Garsonunuz değildir,
- Bulaşıkçınız değildir,
- Çamaşırcınız değildir,
- Ütücünüz değildir,
- Temizlikçiniz değildir,
- Kâhyanız değildir,
- Çocuk bakıcınız değildir,
- Çocuk eğiticiniz değildir,
- Öğrenci veliniz değildir,
- Alışveriş sorumlunuz değildir,
- Hizmetçiniz değildir,
- daha sayamadığımız işlerin tek sorumlusu değildir!
Maria Montessori Kimdir
- Ayrıntılar
- Kategori: Makaleler
Maria Montessori'nin Hayatı
Montessori Metodunun kurucusu olan Maria Montessori 31 Ağustos 1870 tarihinde İtalya Chiaravalle’de doğmuştur. 1896 yılında İtalya’nın ilk kadın doktoru unvanını alarak tıp fakültesini tamamlamıştır. Montessori bir bilim insanı olarak sahip olduğu özelliklerin dışında, bir kadın olarak da zamanının değer yargılarının ilerisinde yaşamış ve kadın hakları için mücadele etmiştir.
İtalya’nın ilk kadın doktoru olarak, 1896’da Berlin ve 1900’de Londra’da iki kadın konferansında İtalya’yı temsil etmek için seçilmiş ve bu konferanslarda kadınlara eşit ücret için çağrı yapmıştır. Üniversiteden mezun olduktan sonra asistan doktor olarak atandığı Roma Psikiyatr kliniğinde zeka özürlü çocuklarla çalışmıştır. 1899 yılında ise Roma’da zeka geriliği olan tüm çocukların yollandığı yeni orthophrenic okuluna yönetici olarak atanır. 1896 -1907 yılları arasında sağlık, antropoloji, felsefe, psikoloji ve eğitim çalışmalarını devam ettirir.
1907'de, Roma’nın San Lorenzo bölgesinde çalışan ailelerin çocuklarından oluşan 60 kişilik grupla çalışmak için üniversitedeki kürsüsünden ve tıbbî uygulamalarından vazgeçer. Burada ilk Casa dei Bambini’yi ya da Çocuklar Evi’ni kurar. 1907 yılından itibaren dünyanın bir çok ülkesinde Montessori metodu hakkında çalışmalar yürütmeye devam eder. 1922’de İtalya’da okul müfettişi olarak atanır. Fakat 1934’de Mussolini faşizmine muhalefetten dolayı İtalya’dan ayrılmaya zorlanır ve Barselona’ya gider. 1936’da İspanya Savaşı sırasında İngiliz gemisiyle kurtarılır. Aynı yıl evini Hollanda Laren’e taşır. 1940’da Hindistan 2. Dünya Savaşına girdiğinde, O ve oğlu Mario düşman yabancılar olarak göz altına alınır. 2. Dünya Savaşı boyunca Montessori’nin Hindistan’dan ayrılmasına izin verilmez ve bu zamanı bebekleri araştırmak ve gözlemlemekle geçirir. 1946 yılında Hindistan’dan Hollanda’ya döner. 1947’de ise Londra’da Montessori Merkezi’ni kurar. 1950 yılında UNESCO konferansına katılır. 1940, 1950 ve 1951’de Nobel Ödüllerine aday gösterilir.
Devamını oku...Gebeliğin Oluşumu
- Ayrıntılar
- Kategori: Gebelik ve Doğum
Gebe kalmak için en uygun zaman, iki adet kanamasının ortalarına rastlayan günlerdir. Bu günlerde kadının yumurtalıklarından bir tek yumurta atılır ve bu yumurta hücresi iki gün yaşar. Bu nedenle, kadın, iki adet kanamasının yaklaşık ortalarına rastlayan yumurtlama gününün 3 gün öncesi ve 2 gün sonrasında gebe kalabilir.
Cinsel ilişki sırasında kadının haznesine boşalan erkek tohum hücreleri (spermler), hazneden rahim içine doğru hareket ederler. Kadının yumurtasıyla tüplerde karşılaşırlar. İçlerinden bir tanesi yumurtayı dölleyebilir. Erkek tohum hücrelerinin (spermlerin), kadın vücudunda yaşama süreleri yaklaşık 3 gün olduğundan bu süre içerisinde bir daha cinsel ilişki olmasa da yumurta döllenebilir.
Döllenmiş yumurta değişmeye başlar ve tüplerde ilerleyerek 5-6 gün içinde rahmin içine gelir, rahmin kalınlaşan iç tabakasına yerleşir, sonra bu tabakaya gömülerek gelişmesini sürdürür.
Yumurtanın döllenmesi ve rahmin içine yerleşmesi, adet görmeyi durdurur. Gebelikle ilgili değişiklikler ortaya çıkmaya başlar. Rahim yumuşar ve giderek büyür.
Gebelik Nedir
- Ayrıntılar
- Kategori: Gebelik ve Doğum
Gebelik, kadının doğum öncesi devresine verilen isimdir. Devre bebeğin ana rahminde büyümeye başlamasından doğuma kadar devam eder.
Annenin sağlığı kadar doğacak yavrunun sağlığı da gebelik sırasında alınacak bir takım tedbirlere, gözetilecek bir takım notalara bağlıdır. Bu bakımdan gebelik kadının sağlığı bakımından büyük önem taşır. Bu devreyi genellikle bütün tedbirleri göz önünde bulundurarak geçiren bir kadın emin ve daha kolay bir doğum yapar. Bebek ise daha büyük güven içinde dünyaya gelir.
Gebelik erkek hücreleri ile kadının yumurta hücrelerinin birleşmesi anında başlar. İki hücre yumurtalıktan rahme giden borunun ampul kısmında birleşir.
Erkek hücreleri 4–12 sn. içinde kendi hareketleri ile bu boruya ulaşırlar. Bu süre içinde aşılayabilecekleri olgun bir yumurta bulurlarsa birkaç tanesi onun çevresinde dizilir, ancak bir tanesi kuyruğu dışarıda kalmak şartıyla yumurtanın içine girer. Bu şekilde kaynaşan iki hücre ana rahmine tutunarak, yeni bir canlı meydana gelinceye kadar binlerce defa bölünürler.
Düzgün aralıklarla adetini gören bir kadının yumurtalığında her ay bir yumurta olgun ve döllenmeye hazırlanır. Ongunlaşan yumurta rahme giden boruya geçer. Bu olay yaklaşık olarak beklenilen adetten 14 gün önce, yani iki adet hali ortasında meydana gelir. Olgun yumurta, rahim borusunda birkaç saat aşılanma kabiliyetini korur. Rahmin yoluna bırakılan erkek hücreleri 24–48 saat döllenme güçlerini devam ettirirler.
Gebelik, normal bir fizyolojik olaydır.
Ancak, gebelik olayında hemen hemen bütün vücut sistemleri etkilenir. Bu nedenle; gebelikte izlemenin, yani doğum öncesi bakımın önemi çok büyüktür.
OKUL ÖNCESİ EĞİTİMİN ÖNEMİ
- Ayrıntılar
- Kategori: Okul Öncesi Eğitim
Okul öncesi eğitim süresince çocuklar ilköğretime hazırlanırken, paylaşmayı, dayanışmayı, sosyalleşmeyi ve birlikte çalışmayı öğrenirler. Okul öncesi eğitimin amacı çocuklarda öğrenmeye ilgi uyandırmak ve çocuğun varolan yeteneklerini görünür kılmaktır.
Bu dönem, araştırmacılar için çocuğun yüksek öğrenme potansiyeline sahip olduğu bir dönem olarak görülmektedir. Uygun fiziksel ve sosyal çevre koşullarında ve sağlıklı etkileşim ortamında yetişen çocuklar, daha hızlı ve başarılı bir gelişim gösterirler.
Eğitimin ilk basamağını oluşturan okul öncesi eğitim gömleğin ilk düğmesidir ve bunun doğru iliklenmesi gerekir.
Çocuğun doğduğu günden temel eğitime başladığı güne kadar geçen yılları kapsayan ve çocukların daha sonraki yaşamlarında önemli rol oynayan; bedensel, psikomotor, sosyal-duygusal, zihin ve dil gelişimlerinin büyük ölçüde tamamlandığı, kişiliğin şekillendiği ve çocuğun devamlı olarak değiştiği bir süreçtir. Bu nedenle, çocuğun küçük yaşlarda sağlıklı bir ortamda gelişimini sürdürmesi önem kazanmaktadır.
İlgi Görmeyen Çocukların Beyni Küçülüyor
- Ayrıntılar
- Kategori: Çocuk Pisikolojisi
ABD'de yapılan bir araştırma, ailesinden ilgi görmeyen çocukların beyinlerinin görenlere göre daha küçük olduğunu ve gelişimini tamamlayamadığını ortaya koydu.
Teksas'taki Çocuk Hastanesi'nde Psikiyatri Bölümü'nde görevli Profesör Bruce D. Perry, ilgiyle büyüyen bir çocuk ile ilgisiz büyüyen bir çocuğun beyin gelişimi arasındaki farkı gözler önüne serdi.
Perry, yayınladığı makalede çocukların yetişme tarzının beyin gelişimi için kilit rolde olduğunu belirtti.
https://www.dailymail.co.uk/news/article-6408305/Scans-neglected-childrens-brains-reveal-stunning-difference-cared-peers.html
Başarının temelinde ‘baba var’
- Ayrıntılar
- Kategori: Çocuk Eğitimi
Babası akademik yaşamları ile ilgilenen çocukların, okul hayatında daha başarılı olduğunu biliyor muydunuz? Peki, baba – çocuk etkileşimi arttıkça çocuğun matematik zekâsının ve kelime haznesinin yükseldiğini…
Belki anneler biraz üzülecek ama Babalar Günü yaklaşırken babalara haklarını vermek gerekiyor. Araştırmalara göre baba ve çocuk arasındaki bağın kalitesi çocuğun gelişiminde çok önem taşıyor. Peki, babalar iyi bir örnek olmak, çocuğuyla ilişkinin kalitesini artırmak için neler yapmalı?
Uzman Klinik Psikolog Ece Eryılmaz anlatıyor.
Belki haklarında anneler kadar çok yazılmış methiye yok. Çoğu zaman kendilerini çocuklarının gözünde ikinci planda da kalmış hissedebilirler ama bilimsel araştırmalar babaların haklarını onlara teslim ediyor. Çünkü çocukların babalarıyla kurduğu ilişki, kelime dağarcığından analitik zekâya kadar pek çok noktayı biçimlendirmede kritik rol oynuyor.
Çocukların ruh sağlığının gelişiminde anne kadar babanın rolünün de çok önemli olduğunu anlatan DBE Davranış Bilimleri Enstitüsü’nden Uzman Klinik Psikolog Ece Eryılmaz, “Babalar ile yapılan bazı yeni çalışmalar, babanın doğum sonrasında devam edecek ilgisinin doğum öncesindeki ilgisi ile bağlantılı olduğunu göstermektedir.
Devamını oku...Mutluluğun sırları doğanın kalbinde gizlidir
- Ayrıntılar
- Kategori: Sağlık
Istakozlar denizlerde ve okyanuslarda yaşayan en enteresan deniz canlılarından biridir denebilir. Çok uzun süre yaşayabilirler ve yaşadıkları sürece büyümeye devam edip devasa boyutlara ulaşabilirler. Büyüme sürecinde Istakozlar sürekli vücutlarını yenileyebildikleri için yaşlanma belirtisi de göstermezler. Sizce ıstakozların genç ve diri kalmasının sırrı ne olabilir?
Istakozlar aslında yumuşak ve pelte kıvamında bir vücuda sahiptirler. Bu halleri ile kırılması son derece zor olan ve hiç genişlemeyen kabuklarının içinde yaşarlar. Genişlemeyen ve kırılması zor bu kabuğun içinde nasıl büyürler sorusunun cevabı ıstakozun gizemli dünyasını aralamanın ilk perdesi…
Istakoz büyümeye devam ettiği zaman içinde yaşadığı kabuğu dar gelmeye ve ıstakozu sıkmaya başlıyor. Bu aşamada kendini yoğun baskı ve stres altında hisseden ıstakoz bir kaya dibine çekilerek kabuğunu kırmak için amansız bir mücadele veriyor. Uzun çabalar sonrası kabuğunu kırıyor ve bir süre sonra yeni büyük kabuğu oluşuyor. Doğal olarak büyümeye ve gelişmeye devam eden ıstakozun yeni kabuğu da bir süre sonra dar gelmeye ve ıstakozu tekrar strese sokmaya başlıyor. Istakoz yine bir kaya dibi bularak zor da olsa kabuğunu kırarak içinden çıkıyor ve yeni bir kabuk daha oluşturuyor. Istakoz hayatta kaldığı süre boyunca bu durum defalarca yaşanıyor. Istakozun yenilenmesi ve gelişimi kendini rahatsız ve stres altında hissetmesiyle başlıyor ve değişimi ile devam ediyor. Istakozun gelişmesi için gereken tek uyaran kabuğun daralması ile gelen rahatsızlık hissi oluyor. Istakozun yaşam serüvenindeki kıssadan hisse; sıkıntı ve stres anlarının gelişime yönelik bir uyaran olduğu ve bunun bir fırsata dönüştürülebileceği.
Devamını oku...